Zerdüştlük, Zerdüştçülük, Zerdüştilik, Mecusilik, Mazdayasna, dünyanın bilinen en eski tektanrıcı dinidir.
Zerdüştlük dini, ateşin kutsal sayıldığı dinlerden biridir ve ateş, bu inancın tanrısı Ahura Mazda’nın ruhu ve oğludur. Bununla ilişkili olarak ateş, iyi ve kötüyü birbirinden ayıran Tanrısal bir güce sahiptir.
İnsanlık, varolduğu, kendini sorguladığı ilk günle birlikte, iyilik ve kötülük arasındaki çizgiyi kimi zaman tanrısal güçle, kimi zaman bilimle, felsefeyle değerlendirmiş ve bu alanda kendisine sunulan veya geliştirdiği yöntemleri kendisine rehber saymıştır. Şüphesiz her iki yöntemin de insanlık tarihinde belirleyici rolleri vardır. Bununla birlikte tanrısal inanç boyutunda çok çeşitlilik göze çarpmaktadır. Bu inançlardan bazılarının felsefi yönü de olan inanç türlerinin olması ise özellikle dikkat çekicidir (Budizm, Zerdüstlük, Alevi inancı vs… ). Tarihte en eski tek tanrılı inanç olan Kürtler ve Iranlilarin İslamiyet’ten önceki inançları olarak kabul edilmektedir. Zerdüştlük, tek tanrı olan Ahura Mazda inanışını öğretir.
Anlam olarak olarak Zerdüşt kelimesi (Zoroaster), Zarathustra 'nın Yunanca karşılığıdır (Zarath: güzel, doğru; üstra: develer demektir). Güzel develere sahip olan anlamını ifade eder. Halk dilinde ise Zerdüşt, yaşayan yıldız olarak nitelendirilir. Zerdüşt dininin yaratıcısı olan üç peygamberden bahsedilir. I. Zerdüşt yaklaşık olarak M.Ö 3000 yıllarında yaşayan Mahabat, II. Zerdüşt yaklaşık olarak M.Ö 2040 yıllarında yaşayan Haşeng (bunun Hz. İbrahim de olduğu söylenir), III. Zerdüşt ise M.Ö 660 yaşayan Zerdüşt'ün kendisidir.
III. Zerdüşt bilge ve ileri bir düşünce adamı ve filozoftur. Bazı tarihçiler, onu İranlı olarak tanıtıyorlarsa da, bu sav doğru değildir. Zerdüşt'ün kutsal kitabı Zend Avesta'nın sade bir Kürtçe ile yazılmış olması, onun Kürt olduğu kanısını doğrular. Zerdüştlük esas olarak III. Zerdüşt tarafından sistemleştirilip yaygınlaştırılır. Zerdüşt'ün kurduğu dinin adına Mazdeizm denilir. Zerdüşt Mazdeizm'le tek tanrılığa yönelirken, egemenlerin gücüyle bütünleşen çok tanrılığı aşar ve tanrıyı egemenlerden alarak, insanlığın özlemleriyle birleştiren bir güce dönüştürür. Soran, sorgulayan tanrının kötülükleri affetmeyeceğine inanır, bu nedenle kötülüklere karşı savaşımını bir tanrı emri olarak öne sürer. Zerdüşt'ün güçlü bir filozof ve düşünce adamı olduğunu, doğa, toplum ve insan gerçeğine ilişkin bilimsel perspektiflerinde görmek mümkündür. Örneğin Antikçağ Yunan filozoflarının hareket noktası, Zerdüşt inanışının geliştirdiği kavramlara dayanır. M.Ö 538 dönemlerinde yaşayan Theopampos, Ahura Mazda ve Ehriman arasındaki mücadeleyi tabiatın kendi içindeki kanunu olarak algılar. Bu noktada yeri gelmişken doğru anlaşılabilmesi açısından hemen açıklama gereği duyuyorum ki, Zerdüştlük inancında Tanrı kabul edilen Ahura Mazda “Aklın Efendisi” ile sembolize edilir, Ehriman ise kötülüğün güçlerini temsil eder. Ve iyilik-kötülük mücadelesi bu noktada başlar. Yunan felsefesinin Zerdüşlük’ten etkilenme yönündeki diğer bir örneğini ise Heraklitos’da görebiliriz. Heraklitos (Anadolu'da Efes'de yaşayan Sokrat öncesi filozoftur. Heraklitos doğadaki her şeyin sürekli değişim içinde olduğunu öne sürmüştür) hareket kuramında Zerdüşt'ün karşıtlar mücadelesi çizgisinden etkilenir. Bundan yola çıkarak, Zerdüşt'ün gök, ışık, güneş ve diğer göksel varlıkların çözümlenmesini yorumlar, bununla fiziksel evrenin öz devinimlerini formüle eder. Zerdüşt'ün felsefi inancının dünyanın beş temel elementten oluştuğunu belirtir. Bunlar toprak, su, ateş, hava ve bitkidir. Bu tespitler kuşkusuz yerindedir. Zerdüşt inancının yaşandığı Mezopotamya bölgesinin coğrafi konumu ve yaşam koşulları bu tespitlerin kaynağını oluşturur. Mezopotamya’nın elverişli topraklarını da düşünecek olursak, Kürtlerin yaşamında doğa koşulları ve tarımın dini inançlarını dahi şekillendirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Zerdüşt inancı, dünyanın dört evreden oluştuğuna inanır. Birinci dönemde iyilik ve kötülük ortaya çıkar. İkinci evrede dünya karanlığa, felakete ve kötülüklere gömülür. Üçüncü evrede iyilik ve kötülük mücadelesinde iyilik kazanır Zerdüşt halklara doğruyu, adaleti göstererek karanlığı ve aydınlığı birbirinden ayrıştırır. Dördüncü evrede ise her tür kötülük ve karanlık kaybolacak, dünyaya barış ve kardeşlik hakim olacaktır. Zerdüşt burada dünyayı aşamalara ayırırken, ilk dönem insanın yaradılış dönemini konu alır. İkinci dönemde, tufanla insanoğlunun uğradığı felaket vurgulanır. Üçüncü dönemde, Zerdüştlük ve sonrasında gelişen uygarlığa vurgu yapılır. Dördüncü aşama da ise insanoğlunun geleceğe dair taşıdığı umuda, özgürlük düşlerine çağrışım yaparak, geleceği tasavvur eder. Tarihte Zerdüştlük, ilk defa insan iradesine özgürlük tanıyan ve iradeye önem atfeden bir düşünüş olur. Burada özgür irade, felsefenin başlangıcı ve dinin kul anlayışının reddi olmaktadır. İlk felsefenin (Hint, Çin, Batı felsefesi) Zerdüşt'ten dünyaya yayıldığını belirtmek abartı olmaz. Bu yönüyle gerek felsefede gerekse inanç boyutunda çok özel bir yere sahiptir.
Zerdüştlük dini, ateşin kutsal sayıldığı dinlerden biridir ve ateş, bu inancın tanrısı Ahura Mazda’nın ruhu ve oğludur. Bununla ilişkili olarak ateş, iyi ve kötüyü birbirinden ayıran Tanrısal bir güce sahiptir. Bu inanca göre, ateş bütün varlıklarda bulunur ve canlı ve cansızlarda farklı biçimlerde var olur. İnsanda, hayvanda, bitkilerde, gökte ve yerde bu ateşi değişik zaman ve durumlarda görmek mümkündür. En kutsal olan ateş ise, Tanrı Ahura Mazda ile insan arasındaki ateştir.
Zerdüştlük inancında esas olarak ateşe üç anlam veriliyor. Ya da bu üç anlamda ateş kutsaldır diyebiliriz. Bunlardan ilki, ateşin başlangıcı ev ateşi yani ocak ateşi kabul ediliyor. İkincisi kurbat ateşi (sürekli yanıp kötülükleri uzaklaştıran ateş). Üçüncüsü halk topluluklarınca meydanlarda yakılan ve etrafında eğlenilen ve aynı zamanda ateşle temasa geçerek veya içinden geçerek suç ve günah işlemiş olanlar kime karşı suç veya günah işlemişse onun yakacağı ateşten geçerek kendini temize çıkarması ve suçunu affettirmesine yönelik yakılan ateş ki bunun en güzel örneği de Newroz ateşidir. Ayrıca yine bu inanca göre ateşin kirletilmesi (kutsallığını bozacak şekilde kullanılması), ateşe su dökülmesi hoş görülmez. Ayrıca ateş sadece suç ve günahlardan arındırıp temizleyen özelliğinin dışında ilahi güç, kuvvet ve kudret veren bir kaynak olarak görülür. Çünkü ateşin Tanrı Ahura Mazda’nın oğlu olarak inanılmasının yanında insanların ruhlarının da ateşten geldiği ve ölümden sonra da ruhların yapılmış olduğu ateşin çekileceği ve onunla birleşeceğine inanılmaktadır.